"bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde
seher yeli, eser yırtar eteğini gülün
güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye
kimse bilmez, kimse bilmez"
Filmi 3 kez izledim. Biri senkrondu. Galiba 3 kez izlememin altinda soundtrack'inin yogun etkisi var. Zira filmden sonra 1 ay kadar surekli albumu dinledim. Regina Spektor'i klikleyip durdum mesela. Ansizin. Karaoke, sarhosluk, arkadaslik, ask ve ulasilamayan hersey. Herkesin hayatinda bir ulasamama hikayesi vardir. Ama tum cikmaz yollarin birlestigi yerden, o yerin ucundaki duvarin arkasindan bir yol baslayacak. Baska hic bir yolla kesismeyen, sonsuza giden bir yol. Sadece inanin. Kimseye degil, hayata. Hayat yoldur. Yol almaktir. 500 Days of Summer'i izleyin, ne demek istedigimi anlayacaksiniz.
`i'm the hero of the story don't need to be saved` i'm the hero of the story don't need to be saved
she & him'in smiths yorumu "Please, Please, Please, Let Me Get What I Want" da gonul telini titreten bir icra olmus. hayatimin 1000 sarkisi arasina aldim bile bu cover'i.
"Suan isi gucu birakip adada sahilde oldugumuzu ve butun gun miskin sekilde uyukladigimizi dusun" dedi. Oraya giden yolu dusundum ben de... Daha yolda baslar hersey. Varmadan, hersey yolda baslar, olay mahalinde olacaklar, hersey.
Ve ne guzeldir bir yolu beraber almak, bir yola beraber cikmak.
EG, Altintop sendromundan cikamasa da, Binnur Kaya costukca cosuyor, kendi ortaladigi topa kendisi kosup kafayi cakiyor. Uzerine kuma gelmezse bu senenin acik ara en iyi filmi. Türk sinema tarihine nadide bir kara-komedi eklendi.
DVD'si arsive gider.
Kask motorun belkemigidir. Hala Giovanni'nin bana verdigi kaski kullaniyorum. Ilk gun hediyesiydi. Oysa yeni kask almam lazim, hem de 2 tane. Ferco'da kask yok. Guzel kasklar Türkiye'de yok.
Ben olsam Istanbul'da sadece kask satan, ozellestirilebilir tasarimli kasklar satan bir dükkan acardim. Acardim, icine de 2 masa bir kahve makinesi koyardim. Es gelsin, dost gesin... Ben olsam diyorum da ben neden olamiyorum. Belki acarim: Kaskelli
Bu cografyanin seri katil üretemedigi bir gercek. Uretsin mi istiyorsunuz diyen bir mantar cikar simdi. Hayir tabi ki. Tek sebebi de seri öldüresi olanin bile bir sekilde "sineye cekerlikle" bu emelinden suratlice uzaklasmasi.. Olaganlasma... Ed Gein, Jeffrey Dahmer yetismiyor bu yuzden bu topraklarda. Bir parca olanlar da kendi yerellerinde kaliyorlar. Iste seri katili olmayan ulkenin ilk seri katil filmi. Bolca Se7en etkisi ve U.Yucel direktorlugunde de Guy Ritchie izleri bulunacaktir ama cogu plani, sahneyi, filmin tum rengini basarili kabul ediyorum. Olmayan bir yerde "olur gibi"den cikacak filmi yabanci emsalleri ile kiyaslayip yerin dibine sokmaya luzum yok. Bu milletin de yegane huylarindan biridir. Kendi urettigmiz her seyi itin gotune sokmak, onda hata aramak icin elimizden geleni yapariz. Kendisine de baksan sanki mahalle barinda her aksam Fincher ile bulusup film kritize ediyor sanacaksin-iz.
Film olmus. Türün orneklerini izleye izleye en azindan seyirlik birsey cikarmislar. Artik Türk sinemasi sonu belli olmayan, sasirtan son uretmeyi ogrendi. Bu film bir kosetasi olarak sinema tarihimize yazilacaktir. Yucel, Yazi-Tura'dan sonra burada da Kenan ile duvarlari salliyor, bir gün yikacaklar da...
Akatlar Maya'ya giden yol üzerindeki Gloria Jeans batmis. Yer olarak nasil is yaptigini orada hangi musteriyi (Sisli Terakki ogrencisi + Maya tarafindaki az sayida isyeri calisani) cektigini pek anlamadigim ama arkasinda guzel ufak bir bahcesi olan GJ batarak kacmis. Dükkan izbe haldeydi dün onunden gecerken. Bu GJ'lerin lokasyon planlamasini kim yapiyorsa gelsinler bana artik. Rumelihisari'nda da olmaz dedim, orasi da batti. Bosuna okumadik Thesis Planning. Çat çat çat dizerim kafeyi dogru lokasyona...
2009'un Street Culture külliyati "All Gone" ile Ocak ayi icerisinde dunyanin bilimum kitapcilarinda. Satis yerlerini yakinda sitesinde aciklaninca ogrenebilecegiz. http://www.allgonebook.com