Monday, March 11, 2013

Hafifliğe

Gereksiz samimiyetlikler, ağdalı diller, üç adım sonrasının hasadına zamanlanmış ağızlar, nasıl olur böylesi şaşkınlığında yolda yaya bırakacak ucuzluklar, koleksiyoner gibi insan biriktirmeler, insanın kendisinin bile içinde olduğuna ertesi gün "bu ne" diyeceği dialoglar, sahteliği ödüle koşar sertlik, hayatla hesabı hiç kesilmemiş uzun akşam yemeği faturalaşması, kırık plak gibi sürekli tekrarlanan tafralar, her yeni gün başka gün yeniden başlayalım umut sarrafçılığına... Bir uçak gibi insanlar, ama pek de öyle söyledikleri gibi yolculuk etmiyorlar sanki, yolcudan ziyade kargo uçağı gibiler.

Oysa herşeyin yoluna girmesi için fazlalıklardan kurtulmak gerekiyor. Atın, silin, bırakın, yok edin ya da vazgeçin. Hafifleyin.