Friday, December 20, 2019

Libro y miseria.



Beşiktaş’ta bir kitapçıdayım. Son Çıkanlar önünde kitaplara gözatarken köşedeki ufak oturma elemanı üzerinde bir kadının biraz utanırcasına kitap sayfalarının fotoğraflarını çektiğini gördüm. Fazlaca bakındım. Göz göze geldik, kadın gülümsedi. Bir şeyler demeye zorlamış gibi oldum, aşırı rahatsız hissettim. Tam dönecekken başka yöne, gülerek: ‘Vapurla geçiyorum karşıya. Her kitaba para veremiyorum. Gelip 20-25 sayfa çekip vapurda okuyorum.’ dedi. Oysa dışardan hali-vakti yerinde gibi de görebilirsin sokakta yürürken.

‘Hali-vakti yerinde’ de ne acaip bir yanılsama, insan şemalinden düşmememek için direnip üstü başı temiz pak olunca. Görülmedik ne çok zorlanmalar var.

Sunday, December 8, 2019

Beige Suede







Premiata'nın en iyisi.

Saturday, December 7, 2019

the Trepidation

Kısa aralıklarla içilen kahveler ve birkaç iyi matbunun eline geçmesi fasılası.





Tuesday, November 26, 2019

Cala Llombards, Mallorca

70'lerde İspanya'nın Palma adasında Cala Llombards koyunda nefis bir kaçış evi.



Günümüzde ne durumdadır diye baktım. Aynı durumdaymış ne garip :)




Per Night / $119
https://www.bnbdaily.com/homeaway_rooms/2138841
Palma Adası'na gidiş Barcelona ve Valencia'dan feribotla: balearia.com




Wednesday, August 28, 2019

MGLA

Aylardır içimde çalıyor: Malum Güzel Lirikler Ağacı

Thursday, August 15, 2019

Cemetery



Her bakımsız mezar bana hayatta hiç yakını kalmadı mı ya da evlatları hayırsız mı diye düşündürür. İkincisi üzer, birincisi için birşeyler yapmak isteği doğar. 
**
Mezarlığın başında büyük ağaç vardı. O ağacın tam bizim mezarın tepesinde olmasını şans sayar, her gittiğimde gölgesinde soluklanabilmeyi nimet kabul ederdim. Daha yılı geçmeden o ağacı kestiler. Görevliyi çevirip "Buradaki ağaca ne oldu" diye sordum. İçim de acıyarak. "Kurumuştur, kurumamışsa kesmezler" dedi. Kafamı kaldırdığımda mezarlıkta, boylarından dolayı göğe doğru bakış alanımda sadece tepelerinin göründüğü o kadrajı seviyorum. Hiç sevmez, ürperirdim, şimdi mezarlığa gitmeyi seviyorum. Seni çok özledim anne.


 sometimes when i'm alone
i wonder aloud
if you're watching over me
some place far abound
i must reverse my life
i can't live in the past
then set my soul free
belong to me at last

 

Sunday, June 23, 2019

Ölüme yaklaşmak... ~ approcher la mort






Hayatlarımız giderek ölüme yaklaşıyor. Ne zaman öleceğimizi bilmiyoruz ama öleceğimizi biliyoruz. Çocukluğun o masum sonsuzluğu, o kedersiz dertsiz günleri o kadar uzakta ki. İnsan ne geri dönebilir, ne hatalarını değiştirebilir, ne yaşamının yolunu aslında çok da büyük bir yön değişikliğine uğratabilir. Bir yazgıya hep inandım, bunu kendin mi çizersim bilemem, ama herkesin bir yazgısı var. Bunu yaşadıkça görmek insana mutluluk da verebilir, azap da. 30'unde ölen biri 15'inde yolun yarısında olduğunu hissedebilir mi? İçinden geçer mi? 90'larında kimsenin pek de kaale almadığı bir insana dönüşmek nasıl bir duygu acaba, eğer hala hissedebiliyorsan. O halde yaş 35 yolun yarısından elde kalan bir ömrün sanki 70 olacağına dair bir rutin, bir de araştırmalar sonucu şimdilerde ortalama ömrün 78 olduğu verisi var.

Nerede nasıl öleceğim hakkında bir fikrim yok, ama yaklaştığımız aşikar. Ufaklıktan beri içimde büyüttüğüm, sadece annem ve babamla aramdaki ilişkiye dair "onlardan önce bu hayattan gitmemeliyim"i şimdi arkada bırakıp, 2005'de bir de sıramı savmak gibi gülünesi ama trajik bir köşebaşını geçmişken, şimdi neredeyse son 1 yıldır uğrak yerim olan mezarlığa çok da uzak olmadığım düşüncesi içimde, rüyalarımda, mesaj merkezimde.

Bu evrende artık hiçbir ölümün beni o denli sarsamayacağını bildiğim bir zaman diliminde, hayatımın bundan öncesinde olmadığım kadar ölümle donanmış, onla barışık, korkusundan fersah fersah uzakta bekleşiyor haldeyim. Sanki balkonu suya sarkan bir yıkıntı evin balkon altında, bir şezlongda oturuyor ve denizin kabarıp beni almasını bekliyorum. Ölüm korkusunu yendim, ama deniz korkusunu asla, saygıyla, sonsuz.

Sevmek koca bir denizken, ölmek şimdi gerçekten kavuşmak. 
Sonsuz dostum Huckleberry Finn'e.

Tuesday, April 9, 2019

OG107

Vazgeçilmez bir klasik, OG107.


Tuesday, February 5, 2019

Love at first sight.-

Herhangi bir ürünü 10 saniyede satın almak "ilk görüşte aşk", sonrasında alınan her şey zarar ziyan. Herhangi bir aşkı 10 ay kovalamak tamam, sonrasında hepten zarar ziyan.


Eleventy, full suede.

Günde 3 litre su.

Alışmak, içmekten daha zor geliyor.

Sun-Dried Tomato Tapenade with Crostini

Şemsa'nın "kurudomatessos"undan.
At dolaba, birkaç gün yatsın, kızarmış ekmek dilimleri üzerine ser ser, döşe döşe ye.