skip to main |
skip to sidebar
...dönüsünde sehir, hic cekilir gibi degildi. Sehir ortalama cekilmezliginin uzerine birkac ekstra anlamsizlik daha yukleyip, iyice canavarlasmisti. Ya da Aswell ve civari "biz anlamlandirdigmiz sürece" dünya uzerindeki cennetti. Sen neye ne dersen o bir süre zarfinda odur. Nedir, tam olarak bilemiyorum. Belki huzurdur, belki mutluluktur, tatlardir, dostlardir, arkadaslardir. Kaygilarin yokolup gittigi, bir gece oyununda "sana en son kim koydu" gibi saf gercekle vuku bulan bir diyar Aswell. Eger Aswell'i tarif edersem, ederlerse; az once bindirilen anlami anlamsizliga ve cehenneme ceviren seyler yazabilecegimi de biliyorum. Bu yüzden aslinda bu tüm tavsiyeler, kulaktan kulagalar, "sen de gör, sen de tat, sen de yasa, sana de en son biri koysun"larla tükenecek hersey. Bencilce bazen elimizde birseyler kalsin istiyoruz degil mi hepimiz? Bunu alanlar, baska hicbirey almadilar. Aswell'de kaldilar, kafalari, dusunceleri, hayalleri, umutlari orada biraktilar...
Gercek bir tanedir ve herkes onu degistirmeye calisir.
Gercek olmadigin yerdedir, ulasamadigindir, tuttugunu sanip elinden kacandir.
"Gercek" ruhu kemiren en buyuk problemdir.
Yanilgidir...
0 comments:
Post a Comment