Monday, August 1, 2011

Same old story


- Farkında mısın?
- Neyin?


"Kimbilir ayni hikayeleri daha kac kisiye anlattin? Farklı hikayeleri ayni kisiye kac kere anlattin? Olan biteni bir ona bir buna bir suna ve ötekine berikine neden anlattin? Hic agzinda islanmadi bakla, uzaktakinden yakindakine herkes bir sekilde asina. Olana ve bitene. Herkesin herkes hakkinda uc bes fikir sahibi oldugu zamanlar. Şahsen benim yok. Suratina bakmadigim, kalp atisini gormedigim, gözlerini kacirmayan bir yüze konusmadan pek kanaat gelistirmem ben. Is toplantilarinda da, yatakta da gözlerinin icine bakarim insanlarin.


...Sonra, böyle böyle yük olmaya basliyor cok konusmak. Cok düsünmek, cok biriktirmek. Yaninda canta tasimak gibi. Canta tasimanin bir süre sonra hic gerekmedigi halde sana yapismis olmasi gibi. Gereginden fazla düsünmek ve biriktirmek de böyle hayatta, yük yara yapar. Simdi yapmasa da sonra. Bunun da bir zamani var. Yükleri zamani gelince atmayanlarin yasama sansi yok. Farkinda olunmaz bir gobegin, bir kalbin seni ne kadar asagi cektigi. Günü gelince dipten ve derinden sarsacak, götürecek. Degismez."


***

Ayni seyleri, farkli kisilere neden basindan itibaren anlattin? Kendine güvenilecek daglar yarattin, daglari fareler yedi, sen anlattiginla kaldin. Senden ciktilar, senin gizin olmaktan uzaklastilar. Senden gittiler. Sen yine tek basina kaldin. Döndün basa, biri geldi karsina, dedin ki: Dinle sana anlatacaklarim var..."


Hepsi bir yana, tüm bu başa dönmelere yetecek enerjiyi ve azmi nerden patlattın?

0 comments: