Wednesday, March 28, 2012

Ne Zaman Öleceksin?

Taş olmazsam ölecegim. Ne zaman ölecegim. Bilmiyorum. Sen de bilmiyorsun. Falcilara gidenler de bilmiyorlar. Falcilar aslinda hicbir seyi bilmiyorlar. Sen aslinda hicbirseyi bilmek istemiyorsun. Peki bugune kadar pesinden kostugun tum bilgiler, ne oldu? Isine yaradi mi? Ne zaman oleceksin? Ya da dogru soru şu olmali: ne zaman degil, esas nerede öleceksin?

Sabah evden cikarken, yillardir mesaini harcadigin ise giderken; gec kalma korkusu ile apartmandan kapaklanip yuvarlanirken öleceksin. Basamaklari belki gectin belli belirsiz, nefesi aldin, gunes vurdu yuzune. Ayagini atar atmaz yola, aksamdan kalma bir niyazi geldi ezdi seni. Oracikta öleceksin.

Yemeler icmeler ardi ardina geliyor. Partiler, davetler, dogumgunleri, dugunler. Yemeyip daha cok iciyorsun. Bir gun nerde uyandigini hatirlamamayi birak, ne ictigini ve bu yuzden öldügünü bile bilemeyeceksin. Hem öldükten sonra sahibi oldugun tüm bilgiler nereye gidiyor? Senle beraber morga. Onlar da yikaniyorlar. Öleceksin bir morgda.

Partide bir kadina yazdim. O da bana yazdi. Hic hosuma gitmedi. Bana yazan kadinlari aslinda hic sevmedim. Ben maca tek basima cikarim, maci da kendimle yaparim. Alir, carpar, cirpar, toplar, yasar, postalarim. Postalamak. Kac postada öleceksin? Herkesi yollayacaksin, sira sana gelecek. Öleceksin.

Eskiler ah o eskiler. Ailenin eskisi, sevgilinin eskisi, karinin eskisi, evin eskisi. Eskiler sey derlermis: "Cami avlusundaki kalabalik nasil bir insan oldugunu isaret edermis geride kalanlara..." Sen öldükten sonra avluda kim toplanmis sanane. Öleceksin. Metruk bir evin, en arka odasinda. Ölünü ben diyeyim 3 ay sen de 6 ay sonra bulacaklar. En cok üzülen 30 yil önce mahallede en son terkedip gittigin arkadasin olacak. Annesi de ansizin ölmüstü.

Bundan 13 yil önce mail atmisti birileri "Ne zaman öleceksin" demislerdi. Atanlardan birini Paris'te bulmus, ziyaret edip sormak istemistim. Neden vazgectim bilmiyorum. Bögrüne mi basacaktim? Elbette hayir. Suratina gülecektim, belki de, bilemem. Oysa ben bana kötülük eden herkese israrli ve istemsiz ve kontrolsuz ve bilincsiz sekilde iyilik yapmakla bozmustum kafayi tam 20 yildir. Utandirma cabasi mi, zannetmiyorum. Neyin ispati peki? Bilemiyorum. Cok düsündüm, bulamadim. Kenara gecip seyretmek belki de.

Bir gün sana kötülük yapan birine iyilik yapmak israrindan ötürü öleceksin.
Olsun. Öldükten sonra nereye gittigini nasil olsa bilemeyeceksin.

Peki nerede öleceksin?
Onun gibi, yatakta.

***

Ölülere gidiyoruz muhtelif zamanlarda. Belli de bir rutini var. Kapidan girip ezberlenmis bir yoldan mezara kadar yürüyerek gitmeler. Bazen kaybolursun. Mesela uc bes yil gitmemissen. Alistirdilar seni "Beklerler" diye. Oysa kimse demedi: "ölülere gitmek de öldürüyor". Ölmek istemiyoruz oysa. Bir sözlesmenin taraflarinin akde uymamasi gibi. Sanki bir aldatmaca var hep gidenle kalan arasinda. Ölen herkesle beraber ölmek gerekiyor sirf o haysiyetsiz lafla ayni safta olmamak icin: "Ölenle ölünmüyor dostum.."

Nasil ölünmüyor?
Sen sadece yasadigini zannediyorsun.

4 comments:

miocaro said...

her sevdiğinle hep bir yanın ölüyor ve sen ölü yanlarınla yaşıyorsun.

anotherstar said...

aslinda pek ciddi yazmissin da ben o kadar ciddiyetle yaklasmadigimdan takildigim yeri soyleyecegim; su "postalamali" paragraf desem:) hele hele "ben maca tek basima cikarim" cumlesi cidden fantastik! sen bir disari cik, hafiften esiyor ama iyidir yuzune yuzune bahar serintisi olur. tiril tiril giyin de cik diyecegim de yani cinsiyetin itibariyle biraz zor.o halde sortunu giy maca cik, bakalim cikista ne oluyor...

Gadno Kopele said...

abi hepsini sonra okurum ama diyecegim su olmeden once yapacak cok is var
hele dur bakalim

lunawar said...

sabahın 6sında Tea Party felan.. iyi gelmedi..