Wednesday, April 18, 2007

Bir Zamanlar Bir Belgrad Vardı


Pazarlari, Belgrad ormani. Gecen pazar, valide, abla ve kuzen 4'lusu dogaclama toplanip ormanin yolunu tutuyoruz. Sezonu acmak uzere. Her yil yaptigimizdan mi, hayir. Bu seneye sezon diyip her pazar konsantre olalim diye. Ad koymadan birsey yapamaz Türkler genelde. Herseyin bir adi olsun. Sekli semali belli olsun.

Pazar ormanini molla güraniler, secdeye yatanlar, pestemal sanayi ve basortusu limited sarmis. Bir yandan mangal kokulari, kuyruk yaglari, ama esiyor püfür püfür hava. Göletin cevresindeki rotayi pek etrafa kulak asmadan dolasirsaniz ne ala. Kulaga muzigi atip yürüyiyeyim dedim, bizimkilerden de koptum, tempo yapicam diye. 2 yila yakindir kosmuyorum bir ara yuklenmeyi denedim, olacak gibi degil; daha var. Bir duzlukten gecerken James geldi aklima. Sans o ki server'a sallamisiz, cok afedersiniz ormanin ortasinda ipaq6915'den baglanip sarkiyi aliyorum Belgrad'da, Born of Frustration diyor James, ben veriyorum surati ayak bileklerine... Ayak bilekleri demisken, incesi makbuldur degil mi Coco?

***

Bizim sportif faaliyet bu kadar. Orman cikisi acikhava mangalcilarina abayi yakip, cokuyoruz bir havuzlusulu mekanin yanina. Halkim yayilmis, etlere rakilara vermis. Koku zaten gecerken esir aliyor adami. Ver diyoruz bize ordan ondan, bundan, sundan. Ohh be acik havada iyi geliyor.. Hazir "cirt cirt Yuco"yla kucaklasmisken basliyoruz, kt günleri, O, ben ve eskileri laflamaya.. Bitmiyor mavrasi...

0 comments: