skip to main |
skip to sidebar
Turkiye'de moda blogging elbette yabanci akranlari gibi cok yasadigi yere ait birseymis gibi gelismiyor. Deniz Eda cok guzel bir sey soyledi az once laflarken: "TR'de kizlar gardroplarindan cikarip fotolarini cektikleri seylerle, kendilerini fotograflayarak moda blogging yaptiklarini saniyorlar". Evet problem de burada zaten, sorun bu "sanmak". Ama yine de örnekleyerek ögrenmenin dogru metodlardan biri oldugunu dusunuyorum. Taklit ederek, yapmaya calisarak, bir sekilde "üreterek" bir düzey yakalayabilirsiniz ancak. Ne ürettiginize, ürettiginizin üretim olup olmadigina da kendiniz karar verebilirsiniz bir kertede. Sonrasinda ortaya atarsiniz, serersiniz ve alinabilir, tüketilebilir, kullanilabilir bir sey ise o "üretilmis" bir meta haline gelmistir, diyebiliriz, derler, denilebilir.
***
Amerika'da 13 yasindaki bir kiz cocugu Tavi Gevinson Style Rookie adlı moda bloguyla bir anda popüler olup, stil ikonu olabiliyor ve bu yasinda Love, Pop gibi dergilerin kapaklarinda yer alabiliyor. Ustune New York Fashion Week'lerde bastaci edilip, ona en ön siradan yer ayrilabiliyor. Hersey Tavi'nin ne urettigi ile alakali.
Benzer sekilde fazla uzaga gitmeden, burada Istanbul'da Aksaray'da Pertevniyel Anadolu Lisesi'nde okuyan 15 yasindaki Ozan Alçin kendisini "moda blogger" olarak tanimlayabiliyor ve stil sahibi olmak üzerine ego'su yüksek laflar edebiliyor. İstanbul Fashion Week kapsaminda ellerinde fotograf makineleri ile "blogger" kontenjanindan davetlere katiliyor ve defile backstage'leri, partilerden twitleyip, bloglayabiliyorlar.
Ozan'in varolusunu blogging adina onemli bir figür olarak görüyorum. Su herkesin her firsatta laf sokmaktan geri kalmadigi blogging. Bugunun konvansiyel medyacilarinin birer birer teslim olup, arkasindan atip tuttuklari ama mecburen birer tane edindinlikleri blogging alemi. Gelecegin dijital medyada oldugunu goremeyenlerin kapi arkasindan aglayarak satastiklari blogosfer.
***
Temenni
Bir okuyuculari olarak rss havuzumda onlarcasini tuttugum ve her gun takip ettigim Türk moda bloglarinin ve bloggerlarinin ve bunlardan hanfendi olanlarinin (ki ezici üstünlükleri var) bir gün Kezban Cumhuriyeti sinirlarini asabilmelerini ümit ediyorum.
***
Bir yerlerde:
- Bu blogu yaziyorsunuz da ne oluyor
- Bakarsan bag oluyor, bakmazsan dağ oluyor. Belki cok sey oluyor, belki hicbirsey olmuyor.
BLOGHUNTING: Her gün 100'ün üzerinde sık güncellenen Türk blogu itina ile takip eder.
18 comments:
şu bloglar kesinlikle geleceğin medya biçimi. bugün amerikancı history channel'da ırak savaşında askerlerin yazdığı bloglarla ilgili bir program vardı. istediğin kadar embedded gazeteci ol o kadar sıcak veremiyorsun savaşı. bir de darius vassel'in blogu bu açıdan bakılduğunda çok değerli bence.
Bloglar aslında tahmin ettiğimizden bile önemli olabilir(ya da ciddiye almayan boş vaktinde blogculara laf sokanların tahmin ettiğinden bile). Misal basketbolda Cemal Nalga olayı bloglardan başlayarak çözüldü. Bambaşka bir örnek vereyim hacca gidenler artık blog yazıyor. İran seçimleri malum twitterda bloglamanın başka bir çeşidi. Abd'de Huffinton post adlı blogun yazarı Amanda Huffington (artık epey ünlü oldu) prime time'da yorum yapabiliyor. Bloglar bambaşka bir şeyi getiriyor (sosyal medya demek istemiyorum artık herkese gına gelmiştir bu tamlamadan) yeni medya böyle bir şey artık.
Bir yerlerde;
- Her gün yazacak ne buluyorsun yahu.
Saygılar.
Blogging ile bir alıp veremediğim yok. Alıp alıp veriyorum bilakis. Sonuçta insan gemi gibidir, seyir defteri olmadan anlaşılmaz. Ancak "davetli ve iliştirilmiş" bloggerlık bana ters geliyor. Dahası bazı bloggerların sosyal ağ sitelerinde grup/hayran sayfası oluşturmaları, birbirleri ile röportaj yapacak kadar ayrıklaşmaları midemi bulandırıyor. Karşıyım böyle şeylere. Blog olduğu yerde güzeldir.
ayheyttavi.
Blog'dan bir Disguast olur mu? Olmaz. blogla ayristigimiz nokta orasidir.
sen sordugunda tanimiyordum, acikcasi da ilgilenmiyordum ama masallah sayfani ayirdigini gorunce kendisinin ne oldugunu okuyup ne yaptigini ogrenmek durumunda kaldim :)
ben simdiden soyleleyim yerli tavi'den fazla bir sey cikmaz. oncelikle fazlasiyla sig bir de ustune ustluk kustah. ayrica ne yazik ki yasadigi ulke moda urettigi sanrisi olan ama icerisindeki uretmeyen bir ulke. iste bombay moda gunleri, madagaskar moda gunleri ve biz ayni yerdeyiz. aynen bloggerlar gibi, gardroptaki kiyafetleri giyip sevgilisinin cektigi fotograflarini bloga koymakkla olmuyor. lise ogrencisi ozan bey de bence mutaassip aile ve mahalle yasaminin agirligini taktigi sozde "in" gozluk, gidemedigi gitse de ait hissedemeyecegi populer sehir mekanlarin acisini kendisi capindaki blogger bulusmalarinda gideriyordur.bir de blogunda koskoca tasarimcilara ahmet cakar misali sen diye hitap edip ahkam kesmesi kendisinin ne oldugunun bayagi guzel bir ornegi.
sıkıldım, cok uzun oldu. ama sormustun soyledim iste. yine de sayfanda gereksiz olmus cocugummm.
15 yasinda ben ne halt ediyodum diye dusundum de simdi bi an..
evet lan ben 15 yasimda ciddi ergendim..hayatimda amiga vardi, kick off oynardik,mac yapardik,sinemaya giderdik..badaktik..kizlara hayranlik duyar ama iletisemezdik..
15 yasinda herif kalkmis simdi erkek modasi hakkinda ahkam kesiyo..
hadi kessin, sesi 2 yil sonra kalinlasinca ben onu gorurum..
hormonlar isyanlari oynayinca cok eglencez emin olun hahahaha...cok kotuyum :)
Hatta sunu da yaziyorum..killari cikmaya baslayinca kendini cok kotu hissetcek..
Babasina sormak lazim aslinda..
mevzuya gel yahu :)
abartmanin anlami yok, anlam yukledikce bu cocuklarin egolari daha da sisiyor..bizim sucumuz.
Aidiyet hissiyati ne kadar gelismis bu nesilde vay anasini sayin ve de kayin seyirciler.
o degilde gicik olmaya basladim bu 15 lik veletten. twitterda bi afra bi tafra.sogudum bi anda.
gicik olmaya gerek yok.
Afra tafra yapsin, delikanli olacak ya abisi..racon kesiyo simdi..
Yasi biraz daha buyusun o vakit bakmak lazim..simdi heves var..
Ama bu veletlere pazarlama ilahi muamelesi edilirse biraz komik kacar sahsi fikrim budur.
Yargılamamak lazım ama 3 sene önce ben öyle miydim yahu?Ne olursa olsun insan yaşının getirilerini yerine getirmeli diye düşünüyorum.PES veya WoW oynaması onun için çok daha hayırlı olacaktır diye düşünüyorum.Ancak tabi ki yine kendisinin bileceği iş.Samimi değil yahu kısaca =))).Nil Ertürk'le arkadaşlığının tadını çıkarsın o şimdi o.2 sene sonra anlatır millete.Yalnız o değilde Anadolu'ya gitmesin böyle genelleme yapmak istemesem de çoğu kişi 'ibne'diye yaftalar bu arkadaşı.
Tokat'in turhal ilcesinde antremandan cikmisiz, takim Turhal sekerspor basket takimi mevsimlerden temmuz mu haziran mi ne ciktik takimca altta sortla evlere gidiyoruz , yanimizdan bisan bisikletli(Tr nin en cok bisiklet bulunan yeri konyadan sonra) adamin tepkisi : ibnelere bak la sortla dolaniyolar hep beraber.
Sene 1999 ya da 2000...
o diil de bu ufaklara dahi muamelesi yaparak heriflerin egolarini oyle yukseltiyorlar ki sonra dusunce kimse ellerinden tutmayacak kotu bisi..bu da var..
zob sen ne diyosun bu konuda ?
baskan,
olmuslardan verelim por favor
hamlardan gideceksek konusacak cok sey var!!!
"15 yasinda napiyordum"dan gidilen dönem kiyasi konusunda diyecegim sudur; Sizin 15 yasinizla suan 15 yasinda olanlarin donemi ayni donem degil, hayat ayni hayat degil. Hersey cok degisiyor. Iletisim enstrümanlari, internetin artik hayatin icine enjekte olmus hali, baska türlü bi yasam formu baska turlu yasama bicimleri ortaya cikariyor. Ben de 15 yasinda okul disindaki zamanlari bahcede elma agaclarina dalmak, sokak arasinda futbol maci yapmak ve C64'un basinda "One on One", "EmHughes Soccer" oynamakla geciriyordum. Bunun evrilmis hali, "hali sahada top oynaniyor", "PS3'de PES oynaniyor", elma agaclarinda dalmak yerine 15 yasinda boys&girls, "nite-out" oluveriyorlar $ik restoranlarda.
Isin "moda" tarafini konusacak biri degilim. Ne moda takip ederim, ne modadan anlarim. Hatta tonla moda dergisi alirim, sirf mizanpaj dergi tasarimi muptezelliginden, ama moda namina bir halt kapmis degilimdir. Ustelik zaten moda diye "bir donem cogunlugun takindigi tavir" hic bana gore degil, bende aksi istikametine giden terso bir kafa var. Bu yuzden "moda insanin kendine dogru hapsurani hayvan oglu hayvan diye söverek uzaklastirmasidir"..
Blogging kisminda 15 yasinda birinin bir caba icinde olmasini kayda deger buldum. Buradan bakinca Tavi'nin merak uyandirmasi gibi, Ozan Alcin'in varolusu da blogging namina bende merak uyandirmistir.
Blogging konusunda pek mutevazi davranmayacagim zira 96'da webde webzine/e-zine namina yaptigim seylerin hepsi o zaman icin teknik tanimlamada degil ama totalde "blog"du. Blogger 98-99'da cikti ve hatirlayanlar olacaktir Blogger.com'un ilk fasilitesi sag klike eklenen bir add-on ile webde "blog-it" yapacaginiz bir metni secip, submit etmekten ibaretti. Sonra sonra "article" mantigi ile blogging uremeye ve turemeye basladi. Bu yuzden nette bireysel her türlü cabayi, -tabi ki blogging-i ben 96'dan beri muhimsiyor, an be an takip etmeye calisiyorum. Nüvesi ne olur, kime ne verir, kimden ne götürür bilemem. Yillar zarfinda cok alaya, cok ignelemeye kendim de maruz kaldim, her konuda her dusuncede yazdiklari, paylastiklari icin alasagi edilmeye calisilan oglanlar kizlar da gordum. Bu da yine icinde yasadigimiz toplumun bir baska karanlik yüzü. Biz yerimizde oturup, bir koltukta, oteki koltukta hareket eden birine karsi alerji kapmaya, kaptirilmaya alistirilarak büyütülmüsüz. Sen duruyorsan, karsindaki de dursun. Sen yazmiyorsan, o da yazmasin. Sen okumuyorsan, kimse okumasin.
Her sey var, her fikir var, her düsünce var, her malzeme var. Herkes ama herkes nefes alip veren herkes okudugu kadar yazmali, cizmeli, paylasmali, dagitmali ve sorgulamali. Bunlarin azligi, kitligi yasami çöllestiriyor.
''moda insanin kendine dogru hapsurani hayvan oglu hayvan diye söverek uzaklastirmasidir".. cok iyi benim moda anlayisima da nerdeyse yakin.
biseyide itiraf ediyim ozan in blogunu 4 5 aydir takip ediyodum ve 15 yasinda oldugunu daha bu aralar ogrendim.cocuktaki biraz ozguveni kiskandim heralde.ama ne bilim bize boyle ogretildi sindirildik heralde.
Vallahi ben 15 yaşımda şiir yazmaya çalışıyordum, şiir hakkında ahkam kesmiyordum. Ortam ne olursa olsun, o yaşlar yoğun şekilde deneme yanılma yaşıdır. Bu çocuk da o yıllarını denediğini ve yanıldığının farkında olamayacak kadar büyük bir özgüvenle yaşıyor. Belirlediği hedef, İFW defilelerine davetli olarak katılmaksa bu çocuk başarılıdır. Haa, hedefi daha başkaysa, mesela 25 35 yaşındaki abilerini etkileyip giydirmekse bu çocuk başarısızdır.
Ben ilkokul ve ortaokulda elimle yazıp çizip fotokopi makineleri ile çoğalttığım "bağımsız" gazetelerin yararını görüyorum şimdilerde. O da bir yararını görebilirse ne mutlu kendisine...
Zob, ben dönemsel farki irdelemek icin kendimle ozdeslestirme vermedim, sadece blog vs. cabalarin egitici ozellikten cikip teşhircilige donmesine takilmis durumdayim.Hani biz 15 yasinda kesirsiz, sade takilirken bunlarin twit'lerle, fbook'larla takilmasi gayet normal, dedigin gibi zaten iletisim kanallari cogaldi ama ayni zamanda da insanlar daha yalnizlasti(lar).
Sade'lik, yasamsal,sinifsal falan filan seyler zaten ayri mevzu..
Dediklerine katiliyorum lakin meselenin bir de kocaman ego'lu teshirci yonu de var..Bunu da goz ardi etmemek lazim.
Simdi gelelim 15 yasindaki cocuktan ne ogreniyoruz meselesine..
Yazdigini cizdigini gordugumde sadece bol fotograf alti az yazi goruyorum..it's no big deal :)
Korkulacak bisi yok..
Ciftkasarlitost araya sucuk al..sos bedava direk yengen olur.
web siteleri sinema filmiyse, bloglar televizyon dizileridir
Post a Comment