Tuesday, January 6, 2009

Pre-Napalm Sendromu

Bu aslinda rüya #09



Konsere sayili gunler kala boyle bir ruya gorebilecegimi dusunuyordum. Birkac hafta once bir West Ham macinda golle birlikte onlere dogru yigiliyoruz. Barney altimizda kaliyor. Aklima Olimpiyat'ta Petre'nin golunden sonra olanlar geliyor, cekip cikariyorum Barney'i hemen.. Dün aksam cok acaip birsey oldu. Konserin Kemanci'da oldugu belli ama bir maca gidiyoruz Ali Sami Yen'e, yeni acik giselerinin oradaki bir guvenlik kontrolunde Barney ve Shane (Embury) var. Barney, sari uzun saclari gorece daha eblek oldugu zamanlar. Kisa sort falan. Konserin yeni acikin altinda olacagi soyleniyor, mac saati ile ayni ama. Bu da mac saati ile ayni ana denk gelen konser, aktivite kabusuna gonderme galiba diyorum, ruya devam ederken. Alt kata inecegiz diye bilet aliyoruz, bakiyorum konsere gelmicem galiba abi diyen Alexis'i goruyorum gisede. Gisedeki kiza cebimden cikarip keyboard veriyorum, benden keyboard istiyor cunku. Yanimda kim varsa cebimden keyboard cikmasina cok sasiriyor, oysa bayagidir benle birlikte yasiyor ve cebimdeki keyboardu farkedememis. Neyse diyorum cok da garip birsey degil farkinda olmamak. Iceri girecegiz, aklim macta bir yandan. Ama asagi indigimiz yol yeni acikin oyle altlarina giden bir yer degil, dupeduz bizim evin alt katina iniyoruz. Apartmanin alt kati in in bitmiyor. Ne zaman bu kadar kat ilerledi diyorum asagiya dogru, yeni gelen kapicinin isi olmali mi diye supheleniyorum. En sonunda bir hangara geliyoruz, buradan bir acikliga aciliyor. Bu aciklik, 4 apartman arasinda kalmis bos bir arsa, cocuklugumuzdaki gibi. Boyle kistirip kalmis arsalarda oyun oynamaya calistigimizi, ozellikle Nisantasi'nda dutlugun oradaki araziyi hatirliyorum. Dutlara dalar, yakar top oynar, dutcunun bizi kovalamasini beklerdik. Kor topal inilen bir merdiveni vardi, cok korkardim. Seneler sonra Petre'nin golu sonrasi yikildigim koltukta baslayan o cetrefilli yolun, bu arsaya bakan bloklardan birindeki bir doktorun muayenehanesinde sonlanacagini pek kurgulamamistim acikcasi. Ruyalar da boyle oluyor. Napalm diye indigimiz arsadan sahte bir grup cikiyor. Turkce konusuyorlar ellerinde alet olan insanlar, zaten ortalikta Barney de yok. Bir kiz etrafa satasiyor, az kisi var. Uyaniyorum, musteri ariyor, maç kaç kaç diyorum.. "Pardon" diyor.

1 comments:

petit said...

30 küsur satırda 30 kusür yıllık hayatın özeti olmuş.