Friday, January 23, 2009

Sev, Söv, Arpacık: Hey Ofisboy!

043

Ya seveceksin ya söveceksin bu hayatta. Ortada kalani kurtlar kapar, kuzular meler.
Gayrettepe'de iki otubus arasinda kalip avaz avaz bagirmistim: Kurtarin beni...

Yil kac hatirlamam lazim, 89 yazi olabilir. Bir tercumanlik burosunda calisiyorum Zincirlikuyu'da, ilk isim sanirim. Yazi degerlendirme vaziyetleri. Cok koymus bana. Her yaz agaclara dalmali, eve gec gelmeli, tum gun futbol turnuvalari cevirmeli batak bir serseri hayat var. Yani kendimizi sokak cocugu zannediyoruz. Kizlara müstesna kurlar, cekirdek yerken herkesin sustugu garip aksamlar. Paket paket cekirdek bitmeden koloniye hareket gelmiyor. Gece saklambaclari, japon elmasi, daha o günlerde marka savaslari. Yazlar tukenmis iste, o yaz is tutuyorum Zincir'de. Kuzenin cok yakin dostu eski reklamci, metin yazari Nese abla'nin yaninda ofisin telefonlarina bakiyorum. Cevirileri goturup teslim ediyorum ya da gidip ceviriye gelecek evraklari teslim aliyorum. Geze dolasa degil, kostura kostura geri geliyorum her gittigim yerden. Mavi kartim var, otobusten otobuse sekerek yasiyorum. Hayatim ekseri Zkuyu, Taksim, Maslak arasinda geciyor. Arada Topkapi gibi ucubik yerlere gidiyorum. Hic suricinden gecip, arkalarda fabriklarin oldugu karanlik yerlere gitmemistim o zamanlar. Bir ilac fabrikasina giderken ve donerken korktugumu animsiyorum. Haftasonlari ofiste dil kurslari oluyordu. Ufak cocuklara ingilizce dersi veren bir ingiliz kadin var. Bu kadin bana cokca, mahallede arka apartmanda oturan donemin Cakma Tanju'su Emrah'in bahceye attigi playboylardaki kadinlari animsatiyordu. Olsun saygida kusur etmiyordum. Ders aralarinda bir ufak servis arabasina meyve sulari ve biskuvileri hazirlayip cocuklara servis ediyordum. Ders bittikten sonra ofis bana kaliyordu hafta sonlari, cumartesi koca bir ogleden sonra kocaman bir ofis. Mutlaka ofiste belli yerlere birakilmis paralar oluyordu, bozuk ya da degil. Bununla sinandigimi dusunuyordum, sonraki yillar is hayatinda benzer taktigi uygulayanlari gordugumden biliyorum. Calisan guveni test etme. Komik birseydi ama en bilinen taktiklerden biriydi. Degil elimi surmek, konulan yerdeki istifini bozmamak icin yanindan bile gecmiyordum, gormuyordum bu paralarin. Mutfakta herseyin kontrolu bana aitti, bulasik, cocuklara servis edilecek seylerin alisverisi, buzdolabinin duzeni ve Nese hanimin türk kahveleri. Turk kahvesi yapmayi ve nasil servis edilmesi gerektigini orada ogrendim. Cop kutusunu bosaltinca bosalan kutuya gazete kagidi kaplayip yerine konulmasini goren Nese ablanin evdekilere yolladigi mesaj is hayatimda kazandigim ilk tebrikti. Benim icin olagan, insanlik icin buyuk bir hareketmis cop kutusunu kaplamak. Oysa cop torbasi ve gazete ile her zaman icini kaplamayi ogrenmistim evde. Cop kutusuna direkt cop atilmaz icine ciplakken. Sonra elektrik supurgesi. 2 sinifi ve tum ofisi bastan asagi elektrikleme, haftada bir kere. Yorucu ama elektrik supurgesi kullanmayi ogreten tiptendi. Oglenleri solugu Kore Sehitleri'ndeki lezzetli tostlar ve patates kizartmasi yapan bufede aliyordum. Bazen de ofise siparis ediyordum. Kendimi ofis icin onemli zannediyordum. Yaz bitti mahalleye kesin donus yaptim, okullar acilacakti. Bizim cocuklara baska türlü bakmaya basladim, ben calisirken onlar yine elmaya daliyorlar, top tepiyorlardi. Dunyam degismisti.

Birkac yaz sonra cop kutusunun daha derinlerine girilecekti, elbette haberim yoktu...

6 comments:

Kartal Bafiler said...

Kore Şehitleri'ndeki olsa olsa Arı Büfe'dir ,rakipsiz keretalar :)

ziggytheking said...

anne öğüdüdür o çöp kovasına poşetten önce gazete kağıdı geçirmek. işe yarıyormuş demek :)

krealokus said...

ya herşey güzel olmuşta,ilk maaşı nereye harcadığını yazmamımışsın hocam :)

not:pazar sabahını huzurlandıran, arkada dönen şarkı(ninni)nın söyleyeni kimdir?

Trofolo said...

Bafi;
Sokagin girisinde 20 metre ilerde sagda, vallahi bir ara gidip ugrayacagim. Adini animsayamadim.

ziggy;
aynen oyle.

krealokus;
onu net hatirlamiyorum ama sanirim gidip bir basketbol ayakkabisi almistim. tam emin degilim. arkada calan musiki, "mutluluk" filminin soundtrackinden 1nolu track "meryemin agidi". Suradan download edebilirsin

BT said...

ben bile bazı şeylerin farkında değilmişim...

Trofolo said...

BT,
40 yil evli kalip birbirini taniyamamis, herseyini bilememis kari kocalar gibi de olunabilir pek ala :)