Tuesday, September 29, 2009

Semirme: False & Anoreksi: True


Semirmis bir ailenin aile fotograflarina bakiyorum Flickr'dan. Nasil onume dustugunden haberim yok. Zaten bu networkinge akil sir erdiremiyorum. Ne kadar kacsam o kadar kovaliyorlar beni. O kadar sikildim ki herkesin birbirini tanimasindan, ama az ama cok herkesin birbiri hakkinda kanaatkar olmasindan. Tumuyle bu pespayeligin icinden siyrilmak icin sehir hayatini terketmek gerekiyor. En uzak durmaya calisani bile vuruyorsa, bu virus gibi yayilmistir. Bu tanismacilik, bu her boku bilmecilik, bu herkesle konneksinlamacilik bana buhrandan baska birsey getirmedi bugune kadar. Varsa yoksa kimlik telasi, ad san soy sop, o onun nesi bu bununla kac kere yatti, iliskiye girerken secere dökümüne göre hareket eden sefiller. Nüvesinden, kumasindan, ipliginden yapilan o rezalet ötesi cikarimlar. O garip kahvehane dedikodulari, o igrenc laflar. Zannediliyor ki kulaklara erismez. Kimin yataginda ne anlattigina cok emin olacaksin bu alemde. Dijital teknolojisi var, arsivleyicisi var, videosu var, sesi var, dokumanlisi var. Gel gör ki böyle gidersek, ilerdeki bir kac dügünde toplu katliam arzediyorum, öneriyorum, görüyorum, biliyorum:

- Bu gocuk kimin? Bu kaban kimin? Bu ayazda acikta kalan pürüssüz kimin?

Ne kadar hiyar bir ailen var diyemedim.
Ömrünüz köpek gibi calisip, calistiklarinizla aldiklarinizi gösterme telasi ile geciyor.
Nasil kactim bilemiyorum da. Sagligima duaci varmis, ciksin ortaya...
Ustelik icinde yasadigim toplumun sefilligini goremiyecegim de nerenin görecegim allahaskina, rica ederim.

0 comments: