Sunday, March 14, 2010

Sahtiyan

1.

zaplar taşar dersim koyaklarından
selleri kadife uçları mermi
ve günahına emanet edilmiş çocukların
adağıdır mermi çekirdekleri

2.

hangi izini sürecek şimdi bu dolaşık kimlik?
feodal, ince bir dal gibi
bıyıklarıma tırmanan
kendine tutkun göllerin o yaman geyiği
gizinin ormanına vardıkça
bize kendini aralayan
avlardan, avcılardan artakalan sahtiyan
açıklar tarihin kefenlenmiş gizini, bundandır seyrekliği
geçer devran, geçer günler, geçer ömür elbet
dağa çıkmış bir şairim ben
ah! kimsenin görmediği

3.

gözlerim, o demir ayazı
eski söylencelerin kutlu demircileri
masalımın lanetiyle dövmüşler gözlerimin rengini
bin ırmakla su vermişler, buza kesmiş,
bir ayaz gibi, kelepçelemiş kendine ateşini
gözlerim, şimdi kör dinlemesi

bu yüzden bakışlarımda süreğen o anlam gerginliği
gözlerimin seyrekliği nefti

boynumdaki hamayılla birlikte, kanayan bir yaz ikindisi
on yıldan beri

dövmegüllerle alnıma nişan düşüren o aşiret töresi
tarihin önünde huzura çıkar sual eder hüviyetini
yüreğim kar altındadır
cehennemler göçebe
ve bedenim, o sınır iklimi
gün gelir açıklar kendini
zaten kim yazabilir ki sanayileşmekte olan bir toplumun bütün cehennemini

doğru okunmuşsa kitaplar -bir hayat, 'çok kişi' yaşanmışsa,
artık her çelişkide bir dram güzelliği, bir ağıttan silkinen tragedya inceliği, bir yanımda o yaman geyik -ormansız gezdiremediğim-,
sonra mürekkep karanlığı -yazarken yalnızlığım-,
tenimde buram buram sahtiyan -artakalan avlardan, avcılardan-
ve kaşımın tetiğinde titreşip duran nişan

-mm-

1 comments:

Yağız Gönüler said...

"sahtiyan" başlığını görünce eyvah dedim zoban türkçe rapmi dinliyor yoksa :)

http://tr.wikipedia.org/wiki/Sahtiyan