Friday, March 19, 2010

Taksi Günlükleri #003


Sabah doktora odaya geldiginde ayaklarim ortunun altindan disari uzanmis, yari baygin uyukluyordum. Tanimadigim birinin evinde uyuya kalmis, ev de sahipleri tarafindan baskina ugramis, tamamen "bu saniye buradan acilen kacip gitmeliyim" ruh hali. Ortu kenarindan gozu uzattim, o bilindik sahne: Bir pansuman ekipmani arabasi, basinda bir hemsire ve eldivenleri gecirmis operasyon halindeki doktor. Tam kafayi ceviremiyor, sesini duyuyor, sesinden de doktorun tipini tahmin etmeye calisiyorum. Ufakliktan beri oynadigim bir oyun. Otobuslerde arkadan sesi gelen insanlarin tiplerini tahmin etmeye calisir, donup bakinca bulursam, yaklasirsam gol atinca tellere kosan futbolcu kadar seviniyordum. Doktorun tipi tutmadi. Acilen toparlanip odadan ciktim. Aksamki adami arayip "arac ayarlayamayacak kadar" bitkin hissediyordum kendimi. Kapidaki ilk taksiye isaret yaptim. "Bir'den mi gideyim, İki'den mi" dedi. En cevabini bilemedigim soru. "Bir'den" diye yanit verdim bu alaca bulaca kazakli janti-delikanli kardese. Gözleri fildir fildir etrafi kesen göz rot balansi kaymis sofor... Kopruye dogru trafik sıkıştı, sağdan bir Mini yanaştı. Sofor kendini kadin soforun gormesini o kadar istedi ki, atmadigi salvo kalmadi. "O sana bakmaz" diyemedim, diyemeden eli telefona sarildi. "Tatlim nasilsin" dedi. Ruhu daraldi, sevgilisini aradi derken, karisi cikti: "Cocuklara yeni birseyler al da bu hafta studyo cekimi yaptiralim" dedi. Baska olmasa da bu zaman icin yeni bir dünya ile karsilastim. Bizi de ufakken fotograf studyosuna fotograf cektirmeye gotururlerdi. O zamanlar hersey analogda ve fotograflar fotograf kagitlarinda icra edilirdi. Aklim Kurtulus'ta Hakki Abi'nin dukkanina gitti. Ozenle giydirilmis cocuklar ve kompozisyonlu fotograflar. Saclarim kivircik ve uzun, ay seklindeki bir hasir buyukce koltugun uzerinde ayakta duruyorum, suratimda tebessüm. Sofore omuz uzerinden uzanip diyecektim: O fotograflari sonra günün birinde yirtmak zorunda kalma...

3 comments:

Merve Alanyalı said...

Özür dilerim, ayıp olacak ama, düşündüm, düşündüm, anlayamadım. Neden yırtmak zorunda kalacak fotoğrafları bir gün?

Yağız Gönüler said...

Merve ben de aynı soruyu sormak isterdim ama sormak da saçma olur. Zira aynısını dün gece ben de düşündüm. Ama yapamadım. Yırtamadım. Daha doğrusu, silemedim.

Merve Alanyalı said...

Aman aman... anladım sanırım, saçma olmuş gerçekten de sormam. aile maile işleri, anlamadığım mevzular, en iyisi hiç burnumu sokmamak.