skip to main |
skip to sidebar
Evvelki akşam Mecidiyeköy'de köprü altında orayı burayı falan fotoğraflaya fotoğraflaya meydandaki duraklara kadar yürüyorum. Bir kere halkın elinde fotoğraf boynunda atkı olan tipe "göte bak" gibi bakması -ya da ben öle zannediyorum- sinirimi bozuyor. Sanki şerefsizce bir iş yapıyoruz. Sokakları börtü böceği çekiyorum kime ne.
Durakların orda da, karınca perspekifine tutuk haldeyim, yerden bir kaç görüntü alayım dedim; 4-5 kare çektikten sonra bir genç yanaştı ve şey dedi:
"Abi paparazzi misin?"
Fotoğraf makinesi olan herkes paparazzi mi? Halkı, vatandaşı çekmek paparazzilikse hem papa'yim hem ragazzi'yim. Cok gecikmedi:
"Samdan a gidiyor musun" dedi.
Hoppala dedim icimden. Neyse arada iki shot uc laf derken, ayni otobuse binme, gencin $akimaya devam etmesi sonucu arkadasin TGI Friday's de guvenlikci oldugunu anladim. Yani kendisi söyledi. Gel bir birami ic demedi ama fena bozuldum.
Fotograf cekerken sıkılıyorum. Toplum daraltıyor. Çekip hemen kaçmak gerekiyor. Acele işleri de sevmem. Çözmem lazım bu sorunu.
0 comments:
Post a Comment