Monday, August 25, 2008

Sis ve Gece


Beyoglu'nda dolasirken sikca gordugum bir yazarin, televizyondaki roportajlarinda, hikaye kurgularinda Beyoglu'nun arka sokaklarindan bezeli sahneleri kullandigini dile getirisini hatirliyorum. Az bucuk, yari kacik. Cuma aksam biriktirilmis filmler sepetinden bir film cekiyorum. "Sis ve Gece". Kitabini alip kitapliga koyup, once filmi izleyip sonra kitabi okurum düşü, düşten öteye gidememis. Gece sonunu da getiremeyip, sevdigi koltukta uyuya kaliyorum. Cumartesi iki gunes yatagi solda bir orta yas kadin cantasindan cikardigi kitabi okumaya basliyor, "sis ve gece". Aksam eve gelip filmi tamamliyorum, ayni saatlerde: Gercek her zaman guzel degildir.

***

Sis ve gece, Beyoglu Ocakbasi'nda arka masadan Ugur Polat, Cicek Abbas'tan kilometrelerce otede konaklamis İlyas Salman, her zaman Nazim gibi duran Yetkin Dikinciler ve en guzel deli-manyak Maria'nin filmi. Pek tabi ki bir Turgut Yasalar filmi.












0 comments: