Friday, August 29, 2008
İyi ki ona rastladım
Thursday, August 28, 2008
Fault!
Olmayinca olmuyor, napim üstümü basimi mi yirtayim...
Benzin döküp kendimi mi yakayim...
Ziyadesiyle güzel bir sofra etrafinda yine dostlarla ve ben mutfakta sevisirken...
Tell me that it's nobody's fault
Nobody's fault
But my own
Hayatta en sikimsonik islerden biri, kaybedilen bir mactan sonra mac yazisi yazmaktir. Telefonda plazadaki nobetci cocuga da yazdirmiyoruz. Ne yazicam diye sahile indim kalem kagitla, sonra severler Cibuti Krali'ni dedim, geri geldim makine basina... Sonra verdim sodayi, verdim sodayi... Haliyle döküldü kelimeler...
Tuesday, August 26, 2008
Milan Baros
Aksamüstünden beri sms, arama. Transferi ben yapiyorum sanki,
"dogru mu abi".
Uyuyordum 01 :35 telefon "Kalk, Baros konfirm oldu"
Milan Baros, Galatasaray'da.
Sağ kanat kuştan hallice, onda var bende o kanat altı yok, 3 kot rezeksiyon.
Gelen smslere reply all: "Baros GS'da, aldim oglani geldim"
Powerade'i cok severim ozellikle Citrus'u diye kapatirken, yillardir ceza sahasi icine girer girmez cerceveyi goren bir striker bekleyen bir ahvalle...
Uyumak istiyorum Milano'da, seninle.
Monday, August 25, 2008
Sis ve Gece
Beyoglu'nda dolasirken sikca gordugum bir yazarin, televizyondaki roportajlarinda, hikaye kurgularinda Beyoglu'nun arka sokaklarindan bezeli sahneleri kullandigini dile getirisini hatirliyorum. Az bucuk, yari kacik. Cuma aksam biriktirilmis filmler sepetinden bir film cekiyorum. "Sis ve Gece". Kitabini alip kitapliga koyup, once filmi izleyip sonra kitabi okurum düşü, düşten öteye gidememis. Gece sonunu da getiremeyip, sevdigi koltukta uyuya kaliyorum. Cumartesi iki gunes yatagi solda bir orta yas kadin cantasindan cikardigi kitabi okumaya basliyor, "sis ve gece". Aksam eve gelip filmi tamamliyorum, ayni saatlerde: Gercek her zaman guzel degildir.
***
Sis ve gece, Beyoglu Ocakbasi'nda arka masadan Ugur Polat, Cicek Abbas'tan kilometrelerce otede konaklamis İlyas Salman, her zaman Nazim gibi duran Yetkin Dikinciler ve en guzel deli-manyak Maria'nin filmi. Pek tabi ki bir Turgut Yasalar filmi.
Are you a Douchebag?
Sunday, August 24, 2008
Daniska
"Ben bu alemin patiskasıyım, yerse.."
İstanbul adeta gavur anı gibi yanmaktaydı. Olayların gelişebilecek enerjisi bile yoktu.
Saturday, August 23, 2008
Starting Box
Atlar starting boxdaki yerini alirken, Coe pencereleri kapatip evin tum isik sizdirmaliklarini engellemeye calisiyor, ön mahalle cocuklari gunesin izinden kosuyor, birkac baska da meşin yuzey uzerine spatul ile yag suruyorlardi. Kaysin diye, kaysin diye, gelisine vurabilsin diye, vurabilsin diye...
tasev #10 (mute-fuck)
sirt sirta calisma olanagi ya da set ustunde -bacaklar belde- sevisme olanagi.
opsiyonel mute-fuck
yerler granit, ahsap set malzeme malezya tiki.
Thursday, August 21, 2008
The Hills Have Eyes
Between 1945 and 1992 The United States Government Conducted 331 Nuclear Tests in the The Desert Of New Mexico, Radioactive Fallout Contaminated and Mutated All Living >Things Within 1.3000 Sqaure Miles
"Tralaylay giderken icinden gectigimiz ormanin basimiza mutlaka actigi is" filmlerine "hayir" diyemiyorum. Oncelikle gore severim, sonra makul ve suyu cikmamis kovalamacalar. Acaba öldü mü, ölmemis iblis kalkip bir kere daha baltayi sallar mi meraki da guzel degil midir?
(Bu türün en basarili ornekleri House of 1000 Corpses ve The Devil's Reject.. Iki film de White Zombie grubunun solisti Rob Zombie tarafindan cekildi)
1977'de Wes Craven tarafindan cekilen The Hills Have Eyes 2006'da Alexander Aja tarafindan tekrar cekildi. Bu yeni versiyona Craven da yapimci olarak katildi.
Standart bir amerikan ailesi babanin merakindan çöl icinden gecerek California'ya gitmeye calisirken, Amerika'nin çöldeki nükleer denemelerinden ötürü mutantlasma gecirmis freak tiplerle karsilasirlar ve olaylar gelisir. Evet bu konuya Wrong Turn'den asinayiz.
Aşinayım sana Aşiyan'da degil New Mexico'da...
Brenda rolündeki Emilie De Ravin, Lost'dan tanidik Claire.
Filmde favori adamim köpek "Beast"
Trailer, (seri 2 film)
***
The Hills Have Eyes II
Serinin 2. bölümü ilki kadar sürükleyici degil. Siviller olmadi bir de ordu gonderelim ortama. Ordu da ordu degil, yeni egitimden cikmis bir milli muhafiz birligi, 8-10 kisilik... Olaylar yine gelisiyor, mutantlar bu sefer isi dalgaya vurmuslar. Burada bitiyor mu bitmiyor, son sahne 3. bölümün mesajini veriyor. Kurumadi soylari iblislerin.
Olimp Olimp Glurppp Glurppp
Memleket insani gariptir. 4 yilda bir yaz aylari, olimpiyatlarin gazi ile sportif faaliyet alanlarinda garip hareketler silsilesi pesisira goruntulenmeye görsün. Sabah salonda sagimda solumda elleri saklata saklata kosanlar, nefes nefese bagirarak (eet) ne rekoru kiracagi belirsiz tempolu deparlar; ogleden sonra adada süratli yuzucem derken kadinin suratini kulaclayanlar. 1 ay once yoktu boyle birsey, gecer...
***
Havuz ve yüzme demisken;
Fransa - Le Havre'da acilmis bir yüzme kompleksi.
Tasarimcisi Jean Nouvel
Wednesday, August 20, 2008
Kurtarılan Ekspresi Gibiler
Matrak fast food dukkanin onunden gecerken bizim cete orada mi diye bakindim. Alisverise girmeden once karniniz tok olmali derler. O zaman dedim ogle yemeklerinde dukkanlarindan baska yerde yemek olanadigi olmadigindan direkt hamburgerler basenine islemis genis kalcali kiza "bana 6li bir tavuk kanadi, az kizarmis", iki katli hamurgerinizden de ekleyin. Bahceye gecer gecmez cete etrafimi coktan sarmisti. Yeni uyeler katilmis aralarina, siyah az beyaz benekli bu keltosu gorunce takkem dustu, tek gozu yoktu. Muhtemelen bir baska cetenin gazabina ugramisti. Ufakken bahcedeki degmancilik oyunlarinin oykunulen yullbrynerli sahneleri geldi aklima. Korsan tek goz maskeleri. Ya maske degil de gercek olsa, tek gozunuzu kapatip baksaniz mesela disari, insanlara. Simetriniz kaysa, dengeniz kaysa. Kedilerin biyiklarini kopartmayin, boyle birseye yeltenmeyin derler, dengeleri bozulabilir. Aldigim herseyi onlerine boca ettim, dukkan elemani gelip ceteyi kovalamaya calisirken bir de onla dalastim. Artik doymus, tok ve alisverise hazirdim. Sicaklar baskida, sivi tuketimi girla... no kola, no gazli ve asitli icecekler. Geri kalan ne varsa, bir ceteye bir bana.
Historia De Un Letrero (The Story Of A Sign)
HISTORIA DE UN LETRERO (THE STORY OF A SIGN)
Fourth annual Short Film Online Competition - Cannes 2008. The NFB, in association with the Cannes Short Film Corner and partner YouTube, is proud to announce that the winner of the NFB Online Competition Cannes 2008 is Alonso Alvarez Barreda for his short film Historia de un Letrero (The Story of a Sign) produced in Mexico/U.S.A.
Director : Alonso Alvarez Barreda
Running Time : 04:50
Year : 2007
Country : Mexico/ U.S.A
Category : Short film
With a stroke of the pen, a stranger transforms the afternoon for another man in this emotionally stirring short film by Alonso Alvarez.
Tuesday, August 19, 2008
Monday, August 18, 2008
In Bruges
Brendon Gleeson (Troy'da Menelaus ya da 28 Days Later'da babalik), Colin Farrell (Phone Booth'da) ve Ralph Fiennes (tabi ki Red Dragon).
Bu nasil bir film?
Anlamak icin izlemek gerekiyor, anlatilamiyor.
Film noir gibisin, bakamiyorum.
Tesekkurler Ege tavsiyen icin.
Saturday, August 16, 2008
Friday, August 15, 2008
Barney Greenway Istanbul'da
Ntv'ye birseyler oldugu asikar. Insan ya da medya, hangi kararla bir milat belleyip sonrasina, oncesini unutarak bir "duyarlilik" mekanizmasi yerlestirebiliyor bunu anlamak güc. Elbette neresinden dönersen kardir, tüm bu zararlarin da. Aniden pörtleyen tum duyarliliklarda "sahtelik" ya da capanoglu aramak da cok haksiz bir refleks sayilmasa gerek. Sehir gece hayatinin gurultu duvarini asan duzenine iliskin sorular mikrofondan gelirken, icinden cevre gecen bir mudurlukte ikamet eden yukardaki bey isletmelerin gurultu kirliligi konusundaki yönergelere uymadiklarini belirtti. Ustelik bahsi gecen kuluplerdeki muzikler icin "bu muzikler underground, yani adindan da anlasilacagi uzere, dogasi geregi yeraltinda icra edilmeleri gerekiyor" diye ekledi. Barney Greenway Besiktas'taydi ve bagirdi:
"you criticise us, you say we're shit
but we're up here and we're doing it
so don't you criticise the things we do
no fucker pays to go and see you"
Thursday, August 14, 2008
Black Mamba
Shabani Nonda
13.08.2008
Galatasaray 2 - Steaua Bucuresti 2
Champions League 3rd Qualification Tour
20', 47'
***
Yoel'le birlikte numarali tribündeyiz. Etraf gecen seneden daha kokos. Tribunde kic koymalik yer bulunca oturmak uzere dolaniyorum. Ekseriyette ust katta sag alt kosede izlemeyi tercih ediyorum. O bolgedeki koltuklarin bu sene yas ortalamasi yukselmis. Orta yas huzur evi kivaminda. Ben bos bir koltuk bulup oturmak durumundayim, all access area, magaziner, ziner. Mac boyunca tellerin dibinde dikiliyoruz Yoel'le. Taktikler, skor, hoca, hasan, arda, nerde kewell. 12. dakikada betim benzinim atiyor. Benzin dokup yakmak istiyorum kendimi. Tribune panel ekranlar asmislar. Gol olunca tekrarina donuyor kafalar. Genis capli bir ganyan bayi gibi ortam. Devre arasinda lounge'a gidiyoruz. Hamamdan hallice, girmesi, es dostlarla selamlasip cikmasi bir oluyor. Karnimiz ac ama vipin vipinde yiyecek hic-birsey yok. Yariyi geride kapatan takimin garip taraftarlari karsi suyun takiminin geride olusuna sapka kaldiriyor.. Sen once buradan kicini kurtar dercesine ikinci devre ve 47 Black Mamba.
Wednesday, August 13, 2008
Sorrento
Asagidaki fotograf La Minervetta Hotel'inden. Otel, Italya'nin Capri adasinin karsisindaki Sorrento'da.
Irtifa var ama altina yukselti verilmis tasevin yatakodasi olur mu? Olur.
Ben bilmem, mimar bilir. Mimar bey?
Quirky, homely and achingly cool, La Minervetta is a chic 1950's hideaway in Sorrento which is laden with design, fashion and architecture books, modern art and much more general design goodness.....
ref: notcot
Çam
Bu benim çam, uzadikca uzuyor...
Sorsan nereye gidiyor, fikri yok.
Çam nereye gittigini bilmiyor da
Siz çok mu biliyorsunuz?
Against Mod£rn Football
21:15'i beklerken
Futbolun, takimlarin, bizden zamanla uzaklastigini dusunmek, sinif kaygisi gütmekten baska birsey degil gibi. Bugun oldugu sinifin daha uzagina gidecek olan, futbola yukledigi anlami da o baskalasma icinde farklilastiracaktir. Yani mahalle arasindaki, radyodaki, toprak sahadaki birsey olmayacaktir asla futbol, beklemek beyhude. Firsatini bulsa degismeyeceginin garantisi olmayan insanlar gibi bir aldanma sözkonusu...
Inspired by a Croatian Fans' banner at Euro 2008 Against Modern Football is for those standing up against the marketisation of our game via the replacement of the simple idea that the ball is round and nothing else much matters with the credo greed is the goal and everything must serve this objective. SPECIAL CAMPAIGN LOW-PRICE JUST £14.99 available in sizes small (36 inch chest/90cms), medium (40inch/100cms), large (44inch/110cms), x-large (48 inch/120cms) and xx-large (52 inch/130cms). Short sleeves only
http://www.philosophyfootball.com
Subscribe to:
Posts (Atom)