Friday, February 22, 2008

11

11turk

11 diyince aklima 11 numaradaki Kenan Amca geliyor. Benim icin 11 ilk once Kenan. Ve onun ilkokul öğrencilerini taşıdığı külüstür otomobili. Sonra mahalledeki kabus kırtasiyesi. Yine de ufakken karton, makas, uhu, fon kağıdı, defter, silgi fetişine hizmet eden o dükkani, büyücü otağı gibiydi, severdik. Heryerden birseyler sarkardı dükkanda. O yıllarda okul kitaplari sipariş usülü ile getirilirdi. Kuran-i Kerim'le ilk tanışmam da bu kırtasiye vasitasi ile. Ortaokulda din dersi, hoca "Bir Kuran'ı alip okusanız fena olmaz" demiş, işi her zamanki hacim fazlası ciddiyetiyle ele alan bir ben olmuş, Kenan Amca'dan Cagaloğlu'na gittigi zaman benim için Süleyman Ateş tefsirinden bir adet Kuran satın almasını rica etmiştim. Dükkanda teslim aldığım Cuma akşam saatlerini dün gibi hatırlıyorum. Nasil bir haleti ruhiyeyse sancak teslim alan asker gibi öperek teslim almistim. Sonrasinda bu iman bana fazla geldi; Kuran, peder beyin kitaplığına yerleşti. Bordo kapaklı, sari sayfalı tasarımı hoştu. Aklımda kalan sadece o...

Kenan amcalar taşındılar. Kırtasiyeler kapanmış, zaten okul hayatları da kendini kirtasiye malzemelerinden uzakta bir yerlerde bulmuştu. Yazan da yoktu artık, defter kaplayan da.. Uçurtma uçurana ise 15 yıldır rastlamıyorum. Marangozdan değil kırtasiyeden alırdık uçurtma çıtalarını... Hem bugün uçurtma uçurmaya kalksan arazi mi var.

Bunlar tabi o anda aklıma gelmedi. Maçtan birkaç saat sonra mağlubiyetin kasvetini atmak için 01:00 sularında oturduğum Nispetiye Caddesi'ndeki bir kafede, zihnim darmadağın. 10:30 suları maçta 11. dakika yani, "11. dakkada 11 türkle gol yenir mi".. Çattt sağdan orta, soldan kafa, top ağlarda:

- ağzını s.....
- ağzıma e....
- böyle kolay gol yenmez
- yenmez, 11 türk bastır
2 oldu, sonra 3 .. sonra Sion sonra Chelsea
- ama ben dedim böyle olmaz
- beyaz sansar
- beyaz tilki
- lincolnnnnn, lincolnnnn
- girse de bir halta yaramaz
- ya olursa, ya olursa, ya tutarsa.mp3
- rakı içen?
- acıkan var mı?
- sosis çok güzel olmuş
- teşekkür ederim
- olmayınca olmuyor
- ama onlar sürekli oluyor, onlara oluyor, neden oluyor, durdursun biri 5 oldu
- gönül gözü ile bakıyorum ben aslında scoreboardu "0" görüyorum
- gözüne sıçayım
- barusso giriyor, döner mi
- döner, dönebilir, dönemiyedebilir, dönerse mevlana, dönmezse ıslık çal
- rimini boys
- penaltıııııııııııı, şeref sayısı
- oh beee, goll
- döner mi
- 3 dakikada mı
- döner sermaye
- elveda avrupa, elveda manchester, elveda road to hell, elveda 11 türk, selamlar 11 hans

11 asal sayıdır, uğursuzdur, Kenan'dır, kabustur, Polsat polonya sualti taarrüz timidir.

***

Maçı Polsat'tan izleyince portatif tribün kurduk salona. İki adım ötedeki komşu Hıncal'ın evine on basıyoruz. Bir Ertekin eksik. Polsat'ta iki salak polak ilk yarım saat Kosecki'den girdiler, Turgay Şeren'den çıktılar neredeyse. Kafayı yemişler. Evet kesinlikle maçın bu garip sonucu bu musibetsiz polaklar yüzünden. Meymenetsiz hötöröfler, 11 olmaz olasıcalar... "Yavrum bir kanatlara yayın topu be, bir basın be ilerde, bir canlanın bir ısırın be, yapma no-look pass gözünü seveyim..."

0 comments: