Monday, July 21, 2008

Kaç Para Kaç



- para her yarayi kapatir.

dedi Selim Abi... sahneler akarken. Oysa tam 24 saat once, sahil kenarinda pek tercih edilmeyen bir cay bahcesinde bir kadinla, yasanmamis bir deneyimin tam ortasinda. Kimsenin kimseyi dinlemedigi, aslinda pek de iplemedigi bir gundelik hayatin icinden nasil cekip cikartabilirsin ki gozun kapali anlattigin hikayelerin guven daglarina yaslanmasini, olmaz, olmadi da.. "olmayacak" diyecek kadar umutsuz degil kimse, ya da sadece ben, sen de diyebiliriz.

Birbirlerine yaralari anlatiyor insanlar. Yorulmadan, bikmadan. Bakinca kimsenin yarasiz olmadigi asikar. Herkes birbirini vurmus, birbirine vurmus. "Söyle sana kim vurdu kucuk bebegim". Ya da niye bu yaralama telasi, birbirini...

Paralari carcur etmeseydin bugun bu kadar fazla dusunmek zorunda kalmazdin dedi yan masadan biri. Burnun ucundan, gözlerinin dibine dogru alabildigine hircin bir bakis, en umursamaz klarkla geri geldi, gitti geri geldi. Onceki gün ruyada, ne kadar umulmadik, beklenmedik insanlar varsa, para yoluna dizdikleri taslari temizlemek icin hayatta bir kereligine sineye cekilir diyerek af-affetme-barisma merasimindeyiz. Herkesi kucakladigini zannedenin bir centik listesi var ki, kabarmaktan hali fena. Gözleri acinca, para yoktu, olmayacakti ama bu igrentilerle de ateskes yapilmamisti. Bu tam anlamiyla manevi bir "ohh" cekisti.

Maddi ohh cekisin yine direkten dondugu, direkten dondugu icin her defasinda golu doksana takacagin sanrisinin daha da siddetlendigi bir sans haftasonunda, caybahcesinde muhabbet o parayi bulsan ne yapacaksin'di. Ne sever insan para olursa, su kadar olursa, bu kadar olursa neler yaparim'dan girmeyi ve sonra "herseye ragmen canim sagliktan baskasi hikaye" sonlu tek kisilik oyunu. Sahnedeyken tam rolumu yapacagim, sözlerimi unutuyorum, bekledigim sufle kisa mesajla geliyor: "Kibris elden gidebilir, bir casinoya gelelim dedik, selam ederim".
Cay bardaklarini 21'e koyuyorum, kirmizi 21'e. Tüm bu insanlari nerden tanidigimi biliyorum ama niye tanidigimi bilmiyorum.

Haftalik televizyon programlari taramasi yapip, pazartesiden izlenecek ne var listesi cikartalimli hastalikli bir "kacan olmasin" ekibi var. Ilk firsatta istifa etmek istiyorum zira gelemem bu kadar planli, programli hayata. Ayrica mecbur muyuz ne var ne yok seyretmeye. Ben kanallar arasinda takla atarken durup izleyecegim birseye denk gelmeyi, kirmizi 21 gibi goruyorum. Dedim, kavga cikti. Sonra kumdanaya bastim, Trt-2'de "kac para kac" geldi ve sansüre ugramisti, aksamustu dugun melodileri calmaya calisan mekanin atlayip ziplayip giden bozuk cdsi gibiydi.

Orada, dün o caybahcesinde, bugun farazada, yarin fizanda..
Insanin ne isi olabilir-di.



3 comments:

farawaysoclose said...

şu istifa edeceğin kaçan olmasın ekibine katılsam? hep kaçıyor güzel filmler.
dün aynı saatte kanal 24'de grbavica esma'nın sırrı vardı, çok vurucu kanatıcı bir film, tavsiye ederim.

Lebowski said...

Film boyu Zuhal Gencer'in "Selim abiii" sinin kulaklarda çınlaması sı sı ve büyük final.

Para kolay mı kazanılır zannediyorsunuz..

n0s said...

tek yol devrim ya da parayı bulmak