Saturday, March 15, 2008

ben ilavesini istemiyorum, onu alabilirsiniz

- mola verelim mi?
kocasi olan kadini sevmekle, sevgilisindan ayrilmis kizi sevmek arasinda pek fark oldugu söylenemez. söyleyenlerin tek kaygisi, cesitlilik diyarina klark olabilir. neyse, hepsi agirlik neticede. oysa bilmek istemiyorum. gecmisten yana haber almak istemiyorum. herseyi didik didik eden insanlar vardir. apartmanda komsularin bu tip olanlarina hic taviz veremiyorum. bir binanin katlarini paylasmamiz, evime giren cikan kadinlarin seceresini tutma serbestisi falan vermiyor kimseye. bu ne ukalalik canim. bir otekisi de "seninki de bu ne gevreklik canim, evli kadinla fink atilir mi, ya aynisi sana olsa" diyor. aynisi bana olmaz dedim, evlilik kurumuna inanmiyorum. "büyük konusma" diyince "ezbere konusuyorsun" dedim. laf salatasi bir süre böyle dograndi, sirke sikilana kadar. sirke sikilacagini epey süre hissetmedim. yani en azindan bu sefer aldanmam diyordum. aldanmaya da tutuluyorum yani her zaman kanaatim "insan ne yaparsa kendi yapar"dan yana oldugu icin aslen onun beni aldandirdigini, bir tür oyun oynadigini düsünmedim. oysa bunu bir kac sahnede ayan beyan belli etmis: "beni kiriyorsun, seni cok seviyorum" cevabini suratima yemistim. beni sevmek, seni sevmek. araya zaman girer bir baskasini seversin, ekseri icini doldursun diye. metabolizmik akis, kuruma inanmazsan bir "aldanma" iste. yatip kalktikca da iyice lastik oluyor, bir de mastika yaptin mi tamam. ya sen kocasi zannediyorsun ya da zaten o seni kocasi zannetmeye coktan hazir. sonra sabah o boyna sarilmalar, evim bir anda evli evi gibi. sonra insanlar evlilikten bahsediyorlar. bunlarin hepsi zaten evi aninda bir kari koca evine cevirebiliyorlar. ustelik karin olsa böyle kangren sabahlar olmaz sanki, bu yüzden mi evleniyor insanlar. az kangren, bir rahat rahat ki sorma. ha ne diyorduk, gecmisi bilmek, gelecege güvenle bakmak. gelecegi bugün düsünmek ayagin uzandigi yorgan boyu ile direkt alakali olsa, aldanmanin da bir tür endirekt vurus oldugunu söyleyebiliriz. biz söyleyebiliriz, sen o esnada iliski günceni yaz. okuyup takip edecegiz. calismalarina bakacagiz. fotograflarindan, ask mektuplarina, hayatin gectigi mekanlardan, sperm ormeklerine kadar hersey var elimizde. sonra sen kalk tüm bunlarin ardindan "seni yine yeniden deli gibi gibi seviyorum: abi beni sev" diye parklara, bahcelere, yollara, daglara, denizlere kos.. "abi icimi haybeden bir cosku kapladi biliyor musun, sanki tekrar asik oldum". ayni insana ayni aldanisla tekrar tekrar asik olmak, sektör degistiremeyen batik esnafliktan baska birsey degil. yosmalik da zor zanaat ustadim.

0 comments: